KORKU FİLMİ, ÜLKESİ OLDUK…Tarık Yel Yazdı

KORKU FİLMİ, ÜLKESİ OLDUK…

Yabancı korku filmleri vardı, bundan yıllar önce, çok modaydı…
Ben bile korkardım, erkek olduğum halde izlemeye…
Kesilen insanlar, işte yüksek yerden atılanlar vardı.

Dehşet içinde seyrederdim gençken…
O zamanlar çok seyircisi vardı, bu korku filmlerinin…
Ülkemizde artık bu sahnelerin gerçeğini yaşar olduk.
Nasıl yani şimdi diyorsunuzdur, içinizden belki…
Haberdar değilseniz, size anlatayım!

Geçtiğimiz günlerde, Mersin’de Özgecan ASLAN
isimli genç kız, bindiği minibüsün şoförü tarafından,
önce tecavüze yeltenilmiş, tecavüz başarısız olunca,
o kızgınlıkla, nasıl öldürüldü, hunharca demi…Yakılarak…
Önce Özgecan’ın elleri bilekten kesilmiş! neden?
çünkü tırnaklarda iz kalmasın diye…
Mantığa bakarmısınız şoförün, nasıl bir akıl ki, eli kesiyor.
Sanki tavuk kesiyor, şoför denen şerefsiz. Sonrada
bilindiği gibi, genç kızın bütün bedenini ateşe veriyor, kül ediyor.

Mersin’de bu vahşetin hemen arkasından,
aynı ilde bir benzer olay daha oldu.
19 yaşındaki bir minibüs şoförü, 12 yaşındaki ufacık kızı, zorla
araçın içine alıyor. Eline aldığı jiletle kızı yaralamaya başlıyor.
Amaç belli ki, kızı korkutarak, tecavüz etmek. O anda bir görgü tanığı
polisi arıyor. Polis Alalh’tan çabuk hareket ederek, şok olmuş
kızcağızı kurtarıyor. Ya polis gelmeseydi, ya da olayı haber eden
olmasaydı, ne olacaktı? Büyük ihtimalle, elleri kesilen ve ve yakılan
Özgecan kızımızın başına gelenler, bu ufak kızın başınada gelecekti.
Olayın zanlısı kim, 19 yaşında genç bir erkek…Bebek yüzlü çocuk malesef!

Bir diğer cinayet vakası Antalya’da oluyor. Yetişkin bir erkek, kız arkadaşı
ve kızın kızkardeşi ile bir bar’a gidiyor. Gece bar’dan çıkınca, bir yer
söylüyor, haydi gidelim diyor. Kızlar bu teklife olmaz diyor. Bu cevapa
erkek sinirleniyor. Bu tutum karşısında, kızlardan bir tanesi korkarak,
araçtan dışarıya atıyor kendisini… Erkek daha çok sinirlenek, araçın içinde
kalan kızı, önce dövüyor, sonra araçtan dışarı atıyor ve akabinde ise,
kızın üstünden araçı geçiriyor, yani eziyor. Yok böyle bir şey… Erkek korkmuyor,
aman kızı ezersem, ölürse eğer, hapise girerim demiyor. Yuh artık… Bu nasıl
bir düşünce tarzı. Acımasızca, şiddeti öldürmeye kadar götürüyor.
Ancak böyle bir cinayeti, korku filmlerinde seyrederdik, hayaldi, gerçek oldu.

İzmir’de ise bir erkek, eşiyle tartışıyor. Erkek sonra dayanamıyor, eşini 2.kattan
aşağıya atıyor. Sonraki ifadesinde, alay eder gibi, eşim kendi atladı diyor.
Eşide ifadesinde; 2. kattan aşağıya, kocasının attığını söylüyor.
Bu ne rahatlık vallah…At ondan sonrada, ben yapmadım deyiver…Şaşılacak şey!

Bir diğer vaka ise, Adana ilinde oluyor. Erkek, kendisini aldatan eşini,
boğarak öldürüyor.
Nasıl bir duygu, anlamak içten değil. Bir insanı öldürmek çare mi ki?
Erkek altadınca, kadın gidiyor anasının evine, tıpış tıpış,
kaderine boyun eğiyor. Ama kadın aldatınca, ya balkondan at, yada boğ…

Evet anlattığım bu hikayeler, geçtiğimiz hafta ve haftalarda,
ülkemizde oldu ve olmayada devam ediyor.
Korku filmleri, bu cinayetler karşısında, masum kalır.
Kadınlar öldürülüyor, her gün, her saat… Yasalar yetersiz.
Yeterlide olsa, belli bir süre sonra af çıkyor, katiller
ara verdikleri cinayetlerine devam ediyorlar.

2014 yılında, 120 bin kadın, devletten koruma talebi için başvurdu.
Ancak 40 tane kadının, yakın koruması var. Diğer binlerce kadın,
Allah’a emanet. Yapacak bir şey yok…
Çünkü polislerde sınırlı sayıda…

125 kadında, başlarına
ölüm vakası gelmesin diye, kimlik değiştirdiler.

Ülkemizde şu an, tam bir cinayetler zinciri işleniyor.
Kurbanlarda kadınlarımız. erkekler olarak, artık bilinçlenmeliyiz.
Kadınlar hayvan değildir, ki hayvanı bile öldürmek suç,
artık günümüzde… Nereye gidiyoruz, ne yapıyoruz.

Kesinlikle erkek sorunu var. Kadını sanki öldürmek sevapmış gibi,
cinayet işleyen işleyene… Bu erkeklere, Allah akıl versin.

Vallah bu sapıkça ve vahşice işlenen cinayetler nedeniyle,
korku ülkesi olduk.
sonuç itibarıyla da, olmaya devam edeceğiz. Çünkü 120 bin kadın,
şu an en yakınları tarafından, tehdit altındalar.

Çare bence, ağır hapisler ve sonrasında,
af kesinlikle olmamalı…
Yoksa; gazete sayfalarında devamlı okuruz, bu feci cinayetleri..!