Zayıflamanın kuralları değişti !

09 Ağustos 2012 Perşembe, 20:26

Şu anda bilim dünyası eskiden yapılmış hataları araştırıyor. İşte değişen diyet kuralları…

ESKİ DİYET KURALI: KALORİLERİ SAY.

YENİ DİYET KURALI: PROTEİN, YAĞ VE KARBONHİDRATI SAY.

Eskiden yiyeceklerin enerji değeri bilinirse ve kişi ona göre günlük alması gereken kaloriyi hesaplayarak yerse, zayıflamak çok kolay diye düşünülüyordu. Günümüzde tek yönlü beslenme asla önerilmiyor. İnsan vücudunun bütün besin gruplarına ihtiyacı olduğu biliniyor. Bu nedenle karbonhidrat, protein ve yağ besin gurupları hastaya öğretilerek günlük metabolizmasına göre ne kadar yiyeceği planlanıyor. Hasta bütün besin guruplarını yediği için vücutta herhangi bir hastalığa neden olmuyor.

ESKİ DİYET KURALI: TATLANDIRICILAR KİLO VERMEYE YARDIMCIDIR.

YENİ DİYET KURALI: TATLANDIRICI İÇEREN YİYECEK VE İÇECEKLER KİLO ALMAYA NEDEN OLABİLİYOR.

Evet, tadı şekere benziyor ve enerji değeri neredeyse sıfır. Ancak son yıllarda yapılan bazı araştırmalarda çok fazla tatlandırıcı kullanmanın başta mesane tümörü olmak üzere birçok kanser tipini arttırdığı anlaşıldı. Yıllardır kilo vermeye katkısının çok fazla olduğu söylenilen bu tatlandırıcıların tam aksine kilo almaya neden olabileceği ile ilgili de bazı araştırma sonuçları yakınlarda yayımlandı.
Tatlandırıcıların bağırsaklardaki glikoz sensörlerini uyardığı ve vücuda giren şekerin daha fazla depo edilmesine neden olduğu düşünülüyor. Ayrıca tatlandırıcılar daha çabuk acıkmaya ve bir sonraki öğünde daha fazla yeme ihtiyacına neden olabiliyor.

ESKİ DİYET KURALI: DİYETTE EKMEK YEME.

YENİ DİYET KURALI: EKMEK EN İYİ TEMEL BESİN MADDELERİNDEN BİRİDİR.

Yıllardan beri birçok insan rejime başladığında, ilk yaptıkları şey ekmeği kesmek oluyordu. Yemeğin yanında ekmek yenmediğinde, vücut enerji kaynağı olarak daha çok ekmeğin içindeki glikozu kullandığı için ve bu eksik alındığı için karbonhidrat eksikliğini kişi, aşerme tarzında diğer karbonhidrat oranı yüksek yiyeceklere karşı, karşı koyulamaz bir yeme atağı geçirebiliyordu. Örneğin diyete başlıyor ve hiç ekmek yemiyordu. Diyetin beşinci günü kendisini bir tencere makarna veya bir kilo baklava yerken bulabiliyordu. Bir kez böyle bir yeme atağı geçirdiği zaman işin ucunu bırakıyordu ve iki kat geri kilo alıyordu.

Artık en temel besin maddemiz olan ekmekten korkmuyoruz. Özellikle pilav, makarna, börek, tatlılar gibi yiyecekler yerine ana yemeğin yanına alınan bir, iki dilim ekmek hem kişiyi daha çok doyuruyor hem de vücudun temel yakıtından mahrum kalınmadığı için sonrasında yaşanılan yeme atakları daha az görülüyor. Ekmek pilav ve makarna ile kıyasladığında yağ içermediği için daha düşük bir kaloriye sahip. Ekmek yerken porsiyon kontrolü yapmak daha kolay ve ekmek kişiyi daha uzun süre tok tutuyor.

ESKİ DİYET KURALI: ALTI ÖĞÜN YEMEK.

YENİ DİYET KURALI: ACIKTIĞINDA YEMEK, MÜMKÜNSE GÜNDE İKİ ÖĞÜN YEMEK.

Az az sık sık yendiğinde, vücuda sürekli şeker girişi olduğu için bu durum pankreastan sürekli insülin salınımına neden oluyor. İnsülin yağ depolayıcı bir hormondur. İnsülinin bu şekilde yüksek olması kişinin daha çabuk acıkmasına neden olur. Yenilen yiyeceğin içindeki şeker daha çabuk yağ dokusunda depolanır. Aynı zamanda kişi “Metabolizmam çalışsın diye sık sık yemem gerekiyor” düşüncesinde olduğundan daha o öğünü yerken bir sonraki öğünün hayalini kuruyor ve ister istemez daha çok yemek düşünmeye başlıyor. Bu durumda kişinin iştahı açılıyor ve bir sonraki öğünü daha çok yemeye başlıyor.

Oysa yemek fizyolojik bir ihtiyaçtır. Nasıl ki, uykumuz geldiğinde uyuyoruz, tuvalet ihtiyacımız geldiğinde tuvalete gidiyoruz, üşüdüğümüzde daha kalın giyiniyoruz, yemeyi de acıktığımızda yememiz gerekiyor. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, açlığı çok ertelememektir. Eğer açlığı çok fazla ertelersek bir sonraki öğünü çok fazla yeriz. Son yapılan araştırmalarda günde iki öğün yemenin insan vücudu için daha uygun olduğunu düşündürtüyor.

Eski çağlarda elektrik olmadığı için insanın da kendini gün ışığına göre programladığını biliyoruz; sabahın ilk ışıkları ile güne başlanıyordu ve güneş battığında gün bitiyordu. Durum böyle olunca akşam yemeği saatleri uzamıyordu. Vücudun gece ve gündüz hormonları dengeli bir şekilde çalışıyordu. Aynı zamanda hareketlilik de olduğu için o dönemlerde kilo problemi ile karşılaşmıyorduk. O dönemlerde sabah yemekleri saat 9-10 gibi akşam yemekleri de 16-18 arasında yeniyordu. Günümüzde ise uzun çalışma saatleri nedeni ile bu yeme düzenini oturtamazsak, günde en fazla dört öğünle kendimizi sınırlamamız gerekiyor. Özellikle de ikindi ve akşam yemeğinin yeri de değişebilir. Yani ikindiyi ana öğün gibi yapıp akşam yemeğini ara öğün kıvamında tutabilmek en iyi beslenme biçimi olabilecektir.

ESKİ DİYET KURALI: HAVUÇ, PATATES, MISIR YENMEZ.

YENİ DİYET KURALI: ŞEKER ORANI DÜŞÜRÜLEREK HAVUÇ, PATATES, MISIR YENEBİLİR.

Eskiden şeker oranı yüksek yiyecekler diyetlerde asla önerilmezdi. Yıllarca insanlar havuca, patatese düşman oldular. Günlük yaşamlarından bu yiyecekleri tamamen çıkardılar. Oysaki vitamin, mineral deposu olan bu yiyeceklerden çok korkmamak gerekiyor. Bir havuç nerede ise bir insanın bir günlük A vitamini ihtiyacını karşılıyor.

Son yıllarda yapılan birçok çalışmada şeker oranı yüksek olan bazı besin gurupları proteinle birlikte tüketildiğinde kişiyi daha tok tutabileceği gösterildi. Patates, havuç, mısır gibi yiyecekler yoğurt veya ayranla birlikte tüketildiğinde kan şekerini çok hızlı yükseltip kişiyi daha çabuk acıktırmıyorlar. O nedenle glisemik indeksi yüksek olan yiyecekler artık yoğurtla birlikte öneriliyor.

ESKİ DİYET KURALI: DİYETTEYKEN AZ YAĞLI YOĞURT, AZ YAĞLI SÜT, AZ YAĞLI PEYNİR YEMELİSİN.

YENİ DİYET KURALI: DOĞAL YAĞLARDAN DEĞİL, YAĞ EKLENEREK YAPILMIŞ YİYECEKLERDEN UZAK DURMALISIN.

Diyet denince eskiden insanların aklına hemen markete gidilerek her türlü ürünün az yağlı alınması düşünülürdü. İnsanlar özellikle sütü, yoğurdu ve peyniri az yağlı satın alırdı. Kendi hayatlarında bilmeden yedikleri gizli yağı yüksek yiyecekleri farkında olmadan yemeye devam ederlerdi. Örneğin bir alışveriş merkezinde ızgara köfte ile light ayran içen insanlar görürdük. Köfte ızgara olduğu için az yağlı sanılır oysa kıymadan yapılan etler köfte, adana, döner gibi her ne kadar ızgara da yapılmış olsalar, içine genelde kuyruk yağı katılarak yapıldığı için yağ oranı çok yüksektir. Pastane poğaçası satın aldığınızda ununa yağ katıldığı için kalorisi çok yüksektir. O nedenle doğal olarak içeriğinde yağ olan süt, yoğurt gibi yiyecekleri light olarak değil, günlük olarak tüketilmesi tavsiye ediliyor. Bununla birlikte insanların kendi elleri ile içine yağ ekledikleri yiyeceklere karşı dikkatli olmaları gerekiyor.

ESKİ DİYET KURALI: ZAYIFLAMAK İÇİN DİYET YAPMALISIN.

YENİ ZAYIFLAMA KURALI: ASLA DİYET YAPMA.

Eskiden zayıflama denince insanlar mucize diyetlerin peşine düşerlerdi. Özel olarak hazırlanmış diyet listelerine göre yerlerdi. Bu durumda hayatlarını hep ikiye ayırırlardı ya diyet yaparlardı ya da yapmazlardı. Diyet yaptıkları dönemde herkesle birlikte sofraya oturmazlardı. Kendileri için özel yemek yaparlardı. Durum böyle olunca da kısa vadede kilo da verseler normal yeme yapılarına döndüklerinde iki kat geri kilo alırlardı.

Yeni zayıflama yöntemlerine baktığımızda ise artık diyetler önerilmiyor. Öncelikle kişinin kilo almasının nedenleri araştırılıyor ve kişiye ömür boyu sürdürebileceği sağlıklı yeme alışkanlıkları kazandırılıyor. Böylelikle kişinin kalıcı zayıflaması sağlanıyor.

Wordpress Haber Teması Tasarım ve Programlama: Bilgin