Antalya Kent Konseyi, Kadınlar Meclisi Basın Bildirisini Gazeteci Nilhan KIRDI okudu
Antalya Kent Konseyi Kadınlar Meclisi grubunun hazırladığı basın bildirisini gazeteci yazar ve meclis üyesi Nilhan Kırdı’nın okuduğu metin şöyle..
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, bizim için bir kutlama değil, erkek egemen anlayışıyla kadının sömürüldüğü cinsiyetçi politikaları bir kez daha protesto etme günüdür.
Bilindiği üzere; 8 Mart 1857 tarihinde New York’ta dokuma fabrikalarında çalışan binlerce kadın, daha iyi çalışma koşulları için grev yapmış ve çıkan yangında, engellemek için kurulan barikatları aşamayan 129 kadın yanarak hayatını kaybetmiştir.
O gün olduğu gibi bu günde dünyanın her yerinde kadınlar; eşitlik için, adalet için, politik haksızlıkların ortadan kalkması için, daha iyi çalışma ve daha iyi yaşam koşullarını elde edebilmek için mücadelesine her koşulda devam etmektedir.
Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yılları arasında bazı ülkelerde anılması dahi yasaklanırken ‘Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ nün Türkiye’de ilk kez 1921 yılında anılmaya başlandığını, Unutmadık, unutturmayacağız. Kurtuluş savaşında babasının, eşinin, oğlunun yanında canını ortaya koyarak bağımsızlık savaşı veren biz kadınlar, gerekirse bugün de canımız pahasına haklarımıza sahip çıkacağımızı haykırıyoruz.
Kadınları eve kapatmanın, ucuz iş gücü yaratmanın ve çocukların evlendirilmesinin önünü açmanın bir yolu olarak uygulanan 4+4+4 eğitim sistemini kabul etmiyoruz.
Aileyi güçlendirmek adına yürütülen politikalar birey olarak kadınları gözden çıkarmıştır. Kadının emeğine değer vermeyen devlet, kadının canını ve bedenini de koruyamamaktadır. Kadına şiddet ve aile baskısına son verilmelidir. Belediyelerimiz, şiddet mağduru kadınlarımızın korunması ve güçlendirilmesi için kadın sığınma evleri açma sorumluluklarını yerine getirmelidir.
Ülkemize sığınan yabancı uyruklu kadınların cinsel sömürüye maruz bırakılmalarını kabul etmiyoruz Devlet gerekli önlemi almalıdır.
Yazılı ve görsel medyada namus cinayeti ve töre cinayeti gibi başlıklarla haber yapılmasına, bir nevi katile itibar tesis edilmesine izin veren açıklamalara son verilmelidir.
Kadınları ücretli-ücretsiz emek kıskacında esnek ve güvencesiz çalışmaya mahkum eden, yaldızlayarak sunulsa da kadın istihdamını olumsuz etkileyen düzenlemelere son verilmeli, kadın istihdamını destekleyen muafiyetler getirilmeli, kreşler devlet tarafından desteklenmelidir.
Kadın, erkeğe endeksli oy deposu değildir. Karar alma mekanizmalarında kadın bakış açısına yer verilmeli, kadın adaylar lehine pozitif ayrımcılık yapan uygulamalar sözde değil özde uygulanmalıdır.
Bugünün gelişmiş ve uygar birçok ülkesinden çok daha önce kadın haklarına öncülük eden bir lider yaratan bu topraklarda yaşayan her kadın, içinde bulunduğumuz coğrafyada yaşananlara karşı uyanık olmalı gelecek kuşaklara daha yaşanır bir Türkiye bırakmanın tarihsel sorumluluğunu taşımalıdır.
YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI, YAŞASIN EMEKÇİ KADININ ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ
