Maya takvimine göre kıyamet günü ve ayakta kalacak tek yer…
Kıyamet koptu kopacak!..
Evet, yanlış okumadınız, Maya takvimine göre kıyamet günü geldi çattı…
12 Aralık 2012 mi desem, 21 Aralık 2012 mi desem…
Yıl aynı, ay aynı, yalnız ayın günlerinde bir karışıklık var. Rakamlar yer değiştirmiş olabilir. Yani 1 ve 2 yer değiştirmiş. Eğer 21 Aralık ise 9 günlük daha yaşam hakkımız var demektir. Yok, 12 ise yandı gülüm keten helva.
Kıyamet koptuğunda ayakta kalacak tek yer olacakmış. Onun nedeni de o bölgenin Uzay Üssü olmasıymış. Bu bölgenin neresi olduğunu merak ediyor musunuz?
Evet, işte o bölge: Fransa’nın güneyinde bulunan ve ismi Bugarach Köy. Bu köyde düne kadar 200 kişi yaşarken, bu günlerde gelen ziyaretçi sayısı ve köyde devamlı yaşamak isteyenlerin çoğalması ile birlikte köyün nüfusu epey artmış. Yani sizin anlayacağınız, yaşama kazık çakmak isteyenler çoktan köyü işgal etmişler bile.
Köyün genişliği 26.61 kilometrekare, bu kadar genişlikte hayatta kalsan ne olur? Ayrıca şimdiden bu köye yerleşip, hayatta kalmak isteyenlere kötü bir haber: Kıyamet kopup, dünyada taş üstünde taş kalmamışken, böylesine kayalıklarla dolu bir köyde, ne yiyip ne içeceksiniz? Sonra siz; hayata kazık çakmak isteyenler, yaşamınız boyunca birilerinin sırtından geçinmediniz mi?
Sizi gidi asalaklar sizi…
Bu köyün bir özelliği de; köyde uzaylıların kurduğu bir uzay üssünün bulunmasıymış. Ancak bu uzay üssünü hiç gören olmamış! Hayata kazık çakmak isteyen bu kadar insan, görmedikleri bir uzay üssünden, UFO’lara atlayıp, uzayda yaşamak için mi bu köyün yolunu tutuyorlar?
İşte küçücük bir köyün pazarlanma şekli. Doğru düzgün bir ağaç bile yetişmeyen, her hangi bir sebze, meyve yetiştirmek için doğru düzgün arazisi olmayan, ancak küçükbaş hayvanların yaşayabileceği kadar çalılıklarla dolu olan bu köy, bir pazarlama dehası ile dünyaya tanıtılıyor. Ve hak ettiğinin çok ötesinde bir şöhret ve ziyaretçi akınına uğruyor.
Oysa biz güzelim ülkemizi, yıllardan beri yabancılara pazarlamaya çalışmamıza rağmen, bir Yunanistan kadar turisti hala ağırlayamıyoruz. Zaten gelenlerin çoğu, ya Rus köylüsü, ya Alman… Kaliteli turist maalesef yok.
İşte Antalya; dünyaca ünlü Konyaaltı plajlarındaki çok yıldızlı otellerde konaklayan turistlerle birlikte denize giriyoruz. Kendi ülkesinde hayal bile edemeyeceği bir yaşam tarzını üç kuruşa onlara sunuyoruz. Aynı otele biz gidip kalacak olduk muydu, onların en az beş katı fiyat istiyorlar!
Neyse…
Biz önümüzdeki yıl kopacak kıyamete odaklanıp, yaşayabildiğimiz kadar, sağlıklı, mutlu bir yaşam sürmeye çalışalım. Yüzde 4 zamla nasıl mutlu ve sağlıklı yaşanır dediğinizi duyar gibi oluyorum. İyi de yapılan ankete; yaşamımda mutluyum diye cevap vermedik mi?
Hele hele son seçimlerde bizi 9 yıl yönetenlere, bir dört yıl daha, yüzde 50 ile vekâlet vermedik mi? Bizim vekâlet verdiklerimiz, iki hâkim tarafından içeride tutulmaya devam ediyor diyorsanız, zamanında onları vekil olarak tayin etmeyecektiniz! Vekil tayin edecek başka insan mı bulamadınız!? Onları vekil olarak biz atamadık, bizim yerimize oy verdiğimiz partinin genel başkanları atadı diyorsanız, o partilere oy vermeyecektiniz!
Kıyamet naraları arasında, ileri demokrasi ile yönetilmek işte böyle bir şey…