Opr. Dr. Gökçen Erdoğan
|
Ne Zaman Sezaryen Şarttır?
Sezaryen İsteğe Bağlı mıdır? Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Gökçen Erdoğan anlattı.
Bir uzman olarak öncelikle belirtmek isterim ki normal doğum ve sezaryen birbirinin muadili olan türler değildir. Aynı kategoride değerlendirilmeleri yanlıştır. Tabiat, kadının vajinal yoldan doğurması yönünde bir düzen içindedir, eğer bir sorun olursa sezaryen yapılır. Bunu unutmamak gerekir. Sonuçta normal doğuma alternatif bir yöntem değildir sezaryen, sadece onun gerçekleşemediği durumlarda başvurduğumuz bir cerrahi operasyondur. Evet günümüzde sezaryen artık çok ulaşılabilir oldu bunu yadsıyamam ama tıbbi olarak doğruyu anlatmak lazım.
Bizim içim hiçbir şeye bakmadan bu hasta kesinlikle normal doğuramaz dediğimiz durumlar var. Bu durumlarla karşılaştığımızda tabii ki alternatifsiz sezaryen yaparız. İkisi arasındaki fark soruluyor. En önemli fark normal doğum herhangi bir yardım almadan ki buna spontane diyoruz vajinal yoldan bebeğin doğmasıdır. Sezaryen de bir ekip yardımıyla bebeğin rahimden çıkarılmasıdır. Her iki durumda da tabiî ki riskler mevcuttur hem anne hem de bebek için ama bunu avantaj ya da dezavantaj şeklinde ayırmak olmaz.
Sezaryen bir ameliyattır, ameliyatın ve narkozun taşıdığı bütün riskleri barındırır. Normal doğumda, bebeğin yapısında annenin yapısına bağlı olarak bölgesel yaralanmalar, yırtılmalar olabilir, rahmin yorulmasına bağlı kanamalar, bebeğin sıkışması, bebekte yaralanmalar görülebilir. Sezaryende bebeğe olabilecek ve sıkışmaya sekonder olarak neden olabilecek sorunlar sezaryende daha az sıklıkla karşılaşılan sorunlardır. Ama normal doğumda hemen ayağa kalkıp eve gidilebilecekken sezaryende olayın ciddiyetine bağlı olarak hastanede yatma süresi ve ayağa kalkma süresi biraz daha uzayabilir.
Normal doğumu önerdiğimi daima söylemekteyim. Sanırım bütün uzman arkadaşlarım da bunu yapıyorlar. Bazı kesinleşmemiş hala üzerinde çalışılan, araştırılan görüşler var. Örneğin normal doğumun bebeğin bağırsak florasını geliştirdiği ve bağışıklık sistemini güçlendirdiği gibi. Bilimsel olarak bağırsak florası ya da bağışıklık sistemi ile ilgili bilgi mevcut değildir ya da bu konuda daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır ama şu bir gerçektir ki normal doğum esnasında bebeğin akciğerinde biriken sıvı, normal doğum esnasında baskıya bağlı olarak dışarıya daha kolay atılabilir fakat bu sezaryende birikir demek değildir. yani birinin avantaj olarak yorumlanan bir yanı diğerinde dezavantaj olarak ortaya çıkacak diye bir kaide yok.
Evet normal doğumu öneriyorum, bunu detaylı olarak anlatıyorum. Doğumu yaklaşan anne adaylarının bununla yüzleşmesini sağlıyorum. Ancak baskı yapmıyorum. Bu çok önemli. Aileler, eşler de baskı yapmamalı çünkü hamileler bu süreci sandığımızdan daha hassas geçiriyorlar. Kim üstünde baskı yapılsın ister ya da şu perspektiften bakalım, gebesiniz ve hayatınızın en hassas dönemindesiniz, zaten psikolojiniz altüst olmuş, vücudunuz değişiyor, biri gözünün üstünde kaşın var dese bunu gözün çıksın olarak anlayacağınız bir dönem… Biri geliyor ve sizin hakkınızda söz sahibi oluyor, hele de bu dönemde gebeye yapılmamalı, emin olun o zaten hem bebeğine, hem kendine zarar vermek istemez, normali ne ise zaten onu isteyecektir. Şu ana kadar gördüğümüz çoğu gebe doğumu zaten normal yollardan bitirmek istiyor ya da o anı hissetmek istiyor. Fakat her daim geçerli bir bilgi olan yasak ilgi barındırır sözü belki de burada biçilmiş kaftan. Eğer siz yasaklarsanız cazip hale getirirsiniz, bu gebelikte daha yoğun yaşanır. Bazı anne adayları ise korku nedeniyle narkozla acısız bir doğum gerçekleştirme hayaliyle sezaryen isteyebiliyorlar. Hekimin işin doğrusunu aktarması bu aşamada önemli.
Ayrıca kimilerince küçümsenen bir şey var: doğum korkusu. Bu gebe için hiç de küçümsenecek bir şey değil. Bilimsel olarak normal doğumun yapılamayacağı durumlar arasında bu yoktur ama bana soracak olursanız ben hem kadın doğum uzmanı hem de cinsel terapist kimliğimle şunu belirtmek isterim. Eğer gebenin bu korkusu hekim ya da terapistler tarafından yenilebilecek gibiyse normal doğum yapılmalı ama eğer bu çok yoğun yaşanıyor ve ilerdehem sosyal hayatında hem cinsel hayatında bir yara oluşturacak gibi görünüyorsa bunun normal doğum yaptırmama taraftarıyım. Ben, vajinismus yani ilişkiye giremeyen ya da ilişkiye girmede zorluk çeken hastalarımda bunu çok yaşıyorum. Kadının bu sorununu çözüyorum, gebe kalıyor ve doğum esnasında vajinal doğumu kaldıramıyor, bir sonraki aşama doğum sonrası tekrar vajinismus ya da doğum sonu depresyonu. Bunu iyi değerlendirmek hatta bu konuda tam teşekküllü birimler oluşturmak taraftarıyım.
Kadınların artık şehir hayatından dolayı karın kaslarının gelişmediği, çatılarının daraldığı gibi gelişmelerin normal doğumu zorlaştırdığı da söyleniyor bir de. Ben böyle bir çalışma okumadım. Ama şunu söylemek isterim, evet şehir hayatı insanı küntleştirir, monotonlaştırır, paslandırır, iki adım öteye yürüyemez hale bile getirebilir. Bunlar normal seyrinde olması halinde doğumda söz konusu bölgenin esnekliğini artıran özellikler olduğu için doğum esnasında daha fazla zorlanma hissedilir. Bu bölgenin esnekliğini sağlamak için çalışmak, spor yapmak, yürümek, doğumun daha rahat ve kolay olmasını sağlayabilir, tabiî ki diğer sorunlar olmadığı zaman. Ama şehirli kadınlar da bunu platese, yogaya, spora giderek, nefes egzersizleri yaparak ve profesyonel olarak bu konuda uzman kişilerden destek alarak aşmaya çalışıyorlar.
Op.Dr.Gökçen ERDOĞAN
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı/ Cinsel Terapist