TAKUNYALARI ÇIKARIN
Büyük bir çiftlğin sahibi bayan, işlerinin iyi gitmediğini anlayarak çareler aramaya başlamış. Hesap uzmanlarına müracaat etmiş netice alamamış. Mallarının sayımını bile yapamamış.
Bu bayan satın aldığı malların sürekli eksildiğini fark ediyormuş ama kimler tarafından çalındığını anlıyamıyormuş.
Çareler ararken köyün yaşlılarından tecrübeli birisine akıl danışmaya gitmiş. Yaşlı şahıs bayanı dinledikten sonra, sorun ayağındak TAKUNYALARDA dedi. Çiftlik sahibi bayanın bir alışkanlığı varmış. Yüksek topuklu takunyalar giymeyi severmiş. Bilge köylünün tavsiyesine uyarak takunyalarını çıkarmış ve ses çıkarmayan ayakkabılarını giyerek dolaşmaya başlamış.
Mutfağa gitmiş, ahçıların ve yamaklarının şahsi sepetlerine koyup sakladığı yiyecekleri yakalamış. Çiftlik evinin arkasındaki dip odada çiflik kahyasıyla hizmetçilerden birisini öpüşürken yakalamış. Hayvan ağıllarını dolaşmış, gizlenmiş sütleri, peynirleri görmüş.
Tabii hemen çalışanları değiştirmiş. Peki bu değişiklikler yeterli olmuş mu? Hikayenin devamını bilmiyoruz. Bana göre yeterli olmayabilir.
Gün geçmiyor medyada ahlaksızlık haberleri, yolsuzluk ve sahtekarlık haberleri gündem yaratıyor. Eski bir söz vardır; BALIK BAŞTAN KOKAR derler. Belki çiftlik sahibinin de hatası var.
Ahlak üzerine tarihe geçmiş bazı sözleri paylaşmak isterim; Mesela KONFİÇYÜS “İnsanları yasa ve ceza ile yönetirseniz, onlar bir daha yanlış yapmayacaklar, ancak şeref ve utanma duygularına da sahip olmayacaklardır. İnsanları erdemle ve ahlak kuralları ile yönetirseniz, o zaman onlar hem utanma duygusuna sahip olacaklar,hem de doğruyu yapmaya çalışacaklardır.” Demiş.
Sokrates ise “Devletler kanunla değil, ahlakla daha iyi yönetilir.” Demiş.
Yusuf Has Hacib de, “Beyler örf ve kanuna nasıl riayet ederlerse, halk da aynı şekilde örf ve kanuna itaat eder.” “Beyler hangi yoldan giderse, beylerin bu gidişi kulun da yoludur.” Demiş.
Bu sözlerden ben kendimce alacağımı aldım. İnşallah okuyanlarda kendilerine pay çıkarır. En önemlisi yüksek yerlerde yer tutanlar bu tarihi filozofların sözlerini kendilerine rehber ederler. Yani hem takunyaları çıkarırlar, hem de etraflarındakilerini daha etkin izlerler.
Tabii isterlerse.
Cengiz Savaşeri
