Son Dakika
30 Nisan 2024 Salı

Patronlar Klübü TÜSİAD’dan ÇIKIŞ

23 Ocak 2014 Perşembe, 22:31

Patronlar Klübü TÜSİAD‘dan ÇIKIŞ
tÜSİAD’ın 44. Olağan Genel Kurulu’nda üyelere seslenen başkan Muharrem Yılmaz, son HSYK düzenlemesi ve hükümet-cemaat gerilimiyle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Avrupa Birliği ve bağımsız yargı başlıkları üzerinden hükümete sert mesajlar veren Yılmaz, son dönemde iş adamlarına yönelik kesilen vergi cezalarıyla ilgili de net konuştu. Yılmaz, ‘Hukukun üstünlüğüne riayet edilmeyen yargı normları AB düzenlemeleriyle çalışmayan, vergi cezalarıyla şirketler üzerinde baskı kurulan, ihale yasası onlarca kez değiştirilen bir ülkeye yabancı sermaye gelmez arkadaşlar.’ dedi.

Konuşmasına küresel ve bölgesel gelişmelerle başlayan TÜSİAD Başkanı, “Hala süren devam eden yolsuzluk iddiaları, Gezi olayları, çözüm süreci gibi konuları düşündüğümüzde, zor geçen bir 2013′ten 2014′e geçtiğimizi görüyoruz. Türkiye, kritik coğrafi konumu, içinde yer aldığı ittifaklarıyla dünyadaki konulardan en fazla ülkelerden biri. Soğuk Savaş’tan sonraki süreçte, dinginlenemez bir küreselleşmenin içine girmemize neden oldu ancak özellikle 2008 krizi dengeleri değiştirdi. ABD bu yeni düzenin merkezinde yer alırken, artık daha sınırlı istekler içinde hareket ettiğini görüyoruz. ABD artık kolay kolay askeri maceralara girmeyeceğini vurguluyor.

Diğer yandan Rusya pek çok bölgesel denklemin içine kendini kabul ettirmeyi başardı. Avrupa Birliği her ne kadar kendi içine kapanık olsa da İran meselesi gibi konularda çözümü kolaylaştırıcı adımlar atabiliyor. Dünya Bankası ve IMF geçirdikleri sarsıntıların ardından kendilerini düzenlemeye ve kendini tanımlamaya başlıyorlar” dedi.

‘TÜRKİYE KENDİSİNİ YIPRATMAKTADIR’

Yılmaz, “Türkiye böyle bir süreçte, kendisini kör edecek bir kavgayla kendisini yıpratmaktadır. Devletin güvenlikle ilgili kurumlarında yaşananlardan sonra bu kurumların nasıl işlediğini ve bundan sonra da nasıl işleyeceğini sorgulamadan kendimizi alamıyoruz. Siyasi dışı grupların siyasi etkilemesi bizi tedirgin ediyor. İnternette özgürlük sınırlarını etkileyen yasa tasarısının özgürlükleri etkileyeceği hayli açık.

Bu düzenleme hazırlığının bir an önce Avrupa İnsan Hakları mahkemesinin özgürlük tanımlarını içeren bir düzenlemeye gerek duyduğuna inanıyoruz. HSYK modelini bir kez daha değiştiren gündemdeki yasa teklifi bağımsızlığı zaten tartışmalı olan HSYK yapısına yeni sorunlar ilave etmektedir” diye devam etti.

‘YABANCILAR ARASINDA SORULAR OLUŞMASINI İSTEMEYİZ’

Yılmaz, “Bunların üzerine insanların adil yargılanma hakkından kolayca mahrum edilebileceklerini düşününün. Böyle bir gelişmenin ardından yabancı dostlarımız arasında ‘Türkiye hangi dünyaya ait’ sorusunun dolanmasını kabul edebilir misiniz? Vergi cezası veya başka türlü cezalarla şirketler üzerinde baskı kuran, ihale yasası onlarca kez değişen bir ülkeye yabancı sermayenin gelmesi mümkün değildir” dedi. TÜSİAD Başkanı, demokrasi alanında sıkıntılı günler yaşıyoruz. Gerçek bir hukuk devleti konumunda, çağdaş bir anayasal reformla çözüm gelebileceği çağrısını yenilemek istiyorum” diye devam etti.

‘BİZ DUYGUNA ZARAR VERİR’

TÜSİAD Başkanı, yaşanan siyasi, toplumsal ve kültür kutuplaşması “biz” duygusunu zedeler” diye devam etti. Yılmaz, “Ülkemizin amasız, şerhsiz, istisnasız, çağdaş normlarla yönetilmesini istiyoruz” dedi. TÜSİAD Başkanı, “Adalete güven tesis edilecek, adımların atılmasını istiyoruz. Siyaseti, hukuku, eğitimi yeniden şekillendirecek bir yapıya geçmeliyiz.”

EKONOMİDE SİYASET ETKİSİ

TÜSİAD Başkanı siyasetin ekonomi üzerindeki etkisiyle ilgili da konuştu. Türkiye ekonomisi 800 milyar dolara yaklaşan, güçlü bir ekonomidir. Türkiye ekonomisine hakim olan rasyonel siyasi davranışlar ekonomiyi canlandırmak için öncü olmuştur, uzun vadede daha önce de denge sağlamıştır” dedi.

NASIL BİR TÜRKİYE İSTİYORUZ?

TÜSİAD Başkanı en kısa sürede gerçekleşmesini istedikleri maddeleri şöyle sıraladı:

– Mevcut siyasi dalgalanmaların ve 2014 seçimlerin ekonomi üzerindeki etkisinin bertaraf edilmesi.

– Türkiyeyi terör ve şiddet ortamından kalıcı bir şekilde arındıracak olan çözüm sürecinde şeffaf adımlar atılması

– Avrupa Birliği üyelik sürecinde 3- 4 yeni başlık açılması

– Yüzde 10 olan seçim barajının azaltılması

– Merkez bankasının yüzde 5 enflasyon hedefinin yakalanması

– Yürüyüş ve gösteri gibi başlıklar gibi temel hak ve özgürlüklerin alabildiğince genişletilmesi

YABANCI SERMAYE GELMEZ

Erklerin çatışmasını birbirleri üzerindeki etkisini arttırarak çözemeyiz. Tepkisel adımlarla değil çağdaş normlarla çözebiliriz. Anayasal reformla bu sorun halledilebilir. Hukukun üstünlüğüne riayet edilmeyen yargı normları AB düzenlemeleriyle çalışmayan, vergi cezalarıyla şirketler üzerinde baskı kurulan, ihale yasası onlarca kez değiştirilen bir ülkeye yabancı sermaye gelmez arkadaşlar.

BATI STANDARTLARI ESAS ALINMALI

Refah düzeyi düşmeye başlayan bir toplumda sorunların soğuk kanlı bir şekilde çözülme olasılığı da azalmaktadır. Ortak paydaları üretmek giderek zorlaşır ve çatışmalar artar. Yaşanmakta olan kutuplaşmalar hepimizin aklını ve gönlünü esir alır. Biz duygusu zedelenir. Bunları aşmanın yolu siyasi mütabakattatır. Biz TÜSİAD olarak Cumhuriyet’in kuruluş harcında bulunan değerleri günümüz değerleriyle birleştirip batı normlarında yaşayabilen eşit ve huzurlu bir toplum olması arzusundayız. Batı standartlarını esas alan bir demokrasiyi yaşamak istiyoruz.

NEFRET SÖYLEMLERİ REDDERİLMELİ

Sadece siyaset sahnesinin değil tüm toplumun demokratikleşmesi, adalete güvenin adımların atılması, gündelik hayata sinmiş nefret söylemlerinin reddedilmesi gerekiyor. Bu ülkelerin üzerinde yükselen bir dönüşümü başlatmak zorundayız. Bir zihniyet değişimine kapı açmalıyız. Yeni bir anayasa hazırlamalıyız. Geleceğin Türkiye’yi katılımcı demokrasiyi özümsemiş bireylerin kuracağını görmekteyiz.

GEZİ PARKI HATIRLATMASI

Başta Gezi Parkı olayları olmak üzere bu gelişim çizgisi ortaya konulmuştur. Türkiye’nin AB üyeliği hedefini paylaşan herkesin bu bakış açısını teyid edeceği kanısındayım. Hükümetin AB sürecini uzun süre boşvermesine rağmen bu süreç çok büyük önem taşıyor. AB üyeliğini destekleyenlerin oranı yüzde 48 ile 70 arasında.

Türkiye ekonomisi artık 850 milyar dolarlık dışa açık bölgesel bir ekonomidir. Mali piyasalardaki derinlikle güçlü bir ekonomidir.

NATO -STK – KAMU VİCDANI

Ülkemizin NATO sistemi içinde olmasını seçmesi de çalkantıları dengeleme açısından önemli bir işlev yüklenmiştir. Türkiye’de gelişen STK ve kamu vicdanının önemli bir denge olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Toplum kendini daha iyi ifade etme fırsatı buldu.

Wordpress Haber Teması Tasarım ve Programlama: Bilgin