USD34,21
EURO36,98
GBP44,52
BIST8.747,36
GR. ALTIN3.036,60
İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Iğdır
Isparta
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak

BEN Mİ ABARTIYORUM

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

BEN Mİ ABARTIYORUM

Hangi esnafa bir iş yaptırsan, kiminle bir ticari ilişkiye girsen mutlaka bir sıkıntı ile karşılaşıyorsun.

Yaptıkları iş hep eksik ve hileli…

İşini doğru dürüst yapan yok…

Yapılan işin kalitesini geçtim, işi yapacak kişi; şu kadar tutar diyor, şu kadar ödeyeceksin, diyor; fiyatta anlaşıyorsun, hesap ödemeye gelince iki katı, üç katı para talep ediyor…

Olacak iş değil…

Kafede, restoranda, lokantada, pastanede kasada hesap ödenmek istendiğinde ödemeniz gereken hesabın üç katı para tabet ediliyor.

Hesaba itiraz edildiğinde adisyona fazla yazıldığı ortaya çıkıyor…

Bu yazdıklarım münferit denilebilecek olaylar mıdır?

Tesadüf müdür…

Anlatacak olsam o kadar çok olay ve yaşanmışlık var ki hangi birisini anlatayım.

Tabi ki bu anlattıklarım devede kulak…

Küçük, basit, sıradan meseleler bunlar…

Bir toplum bozulur da bu kadar mı bozulur?

Avrupa’da bir iş yapılacağı zaman, “Türk işi mi olsun?” diye sorulurmuş…

Ünümüz Avrupa’ya kadar gitmiş, bundan bu anlaşılıyor.

Aklım almıyor…

Kabul etmek istemiyorum.

Biz ne ara bu kadar bozulduk!

Osmanlı döneminde esnaflar gelen müşteriye; “Bugün yeteri kadar kazandım, biraz da komşum kazansın!” dermiş.

Bu anlatı çok inandırıcı gelmese de o dönemlerde günümüzdeki kadar bir bozulmanın olmadığı aşikâr.

Osmanlı durup dururken çökmedi. Son dönemlerde, rüşvet, yolsuzluk, adam kayırmacılık aldı başını gitti.

Osmanlının çöküş dönemini yaşıyoruz sanırım.

Ülkede toplumsal bozulma ciddi boyutlarda…

Nereye giderseniz gidin, kiminle iş yaparsanız yapın mutlaka bir hile hurda işi ile karşı karşıya kalıyorsunuz.

Hilesiz, hurdasız, dürüst, hakkaniyet temelinde iş yapan birileri ile karşılaşmanız çok zor.

İnsan birilerine iş yaptırmaya korkuyor.

İyi insanlar yok değil…

Tabii var!

Dürüst iş yapana enayi, saf, ahmak gözü ile bakılıyor.

Öyle bir noktaya geldik ki dürüst insanların yaptığı işe, “Vardır o işte bir pislik, yoksa o iş böyle olmaz!” deniliyor.

Kötülük, iyiliği yenmiş durumda…

Kısacası üçkâğıt işi her tarafı sarmış…

Kimse, dinen, ahlaken, vicdanen, kalben meseleyi kendi içinde muhakeme yapmıyor.

Tutturulmuş bir yol gidiliyor.

Öyle zamanlar oluyor ki insan, “Keşke birilerine iş yaptırmak zorunda kalmasam ya da bir hizmet almak zorunda kalmasam” diyor.

İnsanoğlu işte…

Mecbursun…

Birilerine iş yaptırmak ya da hizmet almak zorundasınız.

Bu hayatın olmazsa olmazı, birisiyle olmazsa bir başkası ile bir şekli ile bir işiniz mutlaka oluyor…

Hizmet almak zorunda kalınıyorsunuz.

Yok öyle, “aman ya!” demek…

Ne yapacaksın?

Her şeyi reddedip tek başına ormanda mı yaşayacaksın?

Bu mümkün değil…

Yok öyle bir dünya…

Toplum çok bozuldu, içinde yaşanmaz hale geldi.

Bundan daha kötüye gider mi, bilmiyorum.

Ben mi abartıyorum?

BEN Mİ ABARTIYORUM

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Giriş Yap

Antalya Kadın ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!