Son Dakika
11 Mayıs 2024 Cumartesi
10 Mart 2013 Pazar, 23:00
Cengiz SAVAŞERİ
Cengiz SAVAŞERİ cengizsavaseri@hotmail.com Tüm Yazılar

8 Mart mı? 5 Aralık mı?

8 Mart mı? 5 Aralık mı?

Geçen sene 8 Martta aynı başlıkla bir yazı yazmıştım, birçok yayın organı yazıma yer vermişti. Belki hatırlanır diye tekrar 5 Aralık tarihine değinmek isterim.

8 Mart dünya kadınlar gününü gündemine alan birçok kurum ve kuruluş, kadına dönük faaliyetler yaptı. Meslek odaları, belediyeler, sendikalar ve dernekler kutlama toplantıları düzenleyip ödüller dağıttılar. Alışveriş merkezleri aktiviteler düzenlerdi.

Her zaman olduğu gibi karanfiller, güller dağıldı. Fırsat bu fırsat diyen siyasiler, belediye başkanları, sendikacılar ve meslek odalarının başkan ve yöneticileri basın açıklamaları yaparak objektiflere poz verdiler. Tabii esnafın da bir günlük bile olsa yüzü güldü, çiçekçiler kredi borçlarını, inşallah ödemişlerdir.

8 Mart dünya kadınlar günü kapsamında yapılan tüm faaliyetlerde, birçok yöneticileri de görme fırsatını bulduk. Belediye iş sendikası genel başkanı Nihat Yurdakul ile Başkan Akaydın’ın yan yana halay çekmesi görülmeye değerdi.

Faaliyetlere katılan kadınların birkaçı hariç, geneli mutluydu, halay çekip teke zorlatması oynayanlar vardı. Bilinçli bazı kadınlar şiddeti dile getirdi, bazıları eşit haklara sahip olamadıklarını dile getirdi.

Olanı biteni iyi gözleyenler ise, ‘yılda bir iki gün, kadınlara dönük kutlamalarla bizi avutamazlar’ dedi. Kutlamalara katılanların büyük çoğunluğu, Cumhuriyetin kendilerine sunduğu imkânların farkındaydı.

Bir kısım bayanlarımız belki dünya kadınlar gününün nereden kaynaklandığını tam bilmiyordur ama artık birçok hakları olduğunu ve kendilerini koruyan yasaların var olduğunu biliyorlar.

Kızlık soyadını bile kullanabildikleri gibi, mirastan eşit hak sahibi olduklarının ve en önemlisi seçme seçilme haklarının olduğunu çok iyi biliyorlar.

 

Fakat ne acıdır ki, Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet yasalarıyla kendilerine tanınan seçme seçilme hakkını elde ettikleri 5 Aralık tarihini unutmuşa benziyorlar.

8 Mart 1857 yılında Amerika’nın New York kentinde tekstil sektöründe çalışan kadınların, düşük ücretlerini, uzun çalışma saatlerini ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek için yaptıkları grev tarihi, önce EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ, daha sonra 1977 de, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Kadın Hakları ve Dünya Barışı Günü olarak 8 Mart’ı kabul etmiş.

Atatürk’ün 5 Aralık 1934 tarihinde Türk kadınına tanıdığı seçme seçilme hakkından sonra, birilerinin medeni dünya olarak sunduğu, Avrupa ülkelerinden Fransa ve İtalya, kadınlara 1946’da, seçme ve seçilme hakkı tanıyor.

Çağdışı zihniyetlerin, kadınlarımıza layık gördüğü kafes arkasındaki yaşam yok gibi. ‘sırtından sopayı karnından bebeği eksik etmeyeceksin’, ‘saçı uzun aklı kısa’ veya ‘kaşık düşmanı, eksik etek’ gibi aşağılayıcı sözler de artık kullanılamıyor.

Türk kadını, Atası sayesinde hak ettiği onuruyla yaşamaya başladığı, 5 Aralıkları da kutlamalı, batılıların ortaya attığı 8 Mart tarihinden daha anlamlı olmaz mı?

 

Cengiz Savaşeri

 

Wordpress Haber Teması Tasarım ve Programlama: Bilgin