Son Dakika
10 Mayıs 2024 Cuma
16 Mayıs 2012 Çarşamba, 18:08
Cengiz SAVAŞERİ
Cengiz SAVAŞERİ cengizsavaseri@hotmail.com Tüm Yazılar

Gençlik aranıyor

 

Gençlik aranıyor

 

Ağzını açıp birkaç laf etmek isteyen herkes, gençlikten, gençliğin sorunlarından veya iyi yetişip yetişmediğinden söz eder.

Biraz da ben söz etmek istedim.

Hafızamı yokladım ve kendi gençliğimizden bu yana nesil nesil gençliğin yaşadıklarını, kimlere ve nelere alet olabildiğini hatırladım.

9-10 yaşlarındayken hatırlıyorum, 555 K ( beşinci ayın beşinde, saat beşte, Kızılay’da). 27.Mayıs1960 ihtilalından önce yapılan büyük miting için, kulaktan kulağa fısıldanan bu şifre sonunda, dönemin DP hükümetini protesto eden 100 binler toplanmıştı. Çoğunluğu o dönemin gençliği, ağabeylerimiz ablalarımızdı.

Dönemin iktidarı, Vatan Cepheleri adıyla partinin kontrolünde dernek türü merkezler açmış veya açtırmıştı. Hükümet kapısında işi olan, Vatan Cephesi yetkililerinden tavsiye alabilirse işini daha rahat görebiliyordu. O devirdeki eylemlere nümayiş denilirdi.

1960 ihtilalının sebeplerini yeni nesiller için biraz araştırdım,

1960’da ordunun hükümeti tutuklatıp demokrasiye darbe vurduğu birçok kayıtta var.
Ama DP hükümetinin bizzat kendisinin bir yargı organı gibi davranarak CHP’nin mal varlığını hazineye kattırdığını pek bilinmiyor.
Fevzi Çakmak’ın partisi MP’nin irtica ile kapatıldığını da kimse bilmiyor..
CHP’ye oy veren Adıyaman’ın Malatya’dan kopartılması CMP’ye oy veren Kırşehir’in ilçeliğe indirilmesi, gibi işlerin DP hükümeti zamanında yapıldığını ben de yeni öğrendim.
radyolarda yalnızca hükümetin propaganda yapabildiği, seçimler dışında gösteri ve yürüyüşlerin yasaklı olduğunu, o yıllarda ben yine fark edememişim.

12 Mart Muhtırasında ve 12 Eylül 1980 de yetişkindim, gazetecilik içgüdüsüyle olayları takip edebildim.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin birçok turlar ardından Cumhurbaşkanı’nı seçememesi, ülkedeki sağ-sol çatışması sonucu 5000 den fazla gencimizin hayatını kaybedişi ve ülkedeki ekonomik yıkıntı ve karışıklık ortamı, darbeye gerekçe oldu.

Hemen her kuytuda bir genç cenazesi görülüyordu, o dönemin gençliği olan herkez ( ben dahil) evimize ayrı yollardan ulaşmaya çalışırdık.

Neticede darbe oldu, silahlar toplatıldı, tutuklamalar başladı, 650 bin kişi tutuklandı, 230 bin kişi yargılandı, gazeteciler vuruldu, cezalara çarptırıldı, sağ ve sol fraksiyon olarak adlandırdığımız gençlikten asılanlar oldu. 12 Eylül 1980 darbesi, Türkiye’de halkın önemli bölümü tarafından, siyasi ve ekonomik sorunların hiçbirine çözüm bulamayan parlamentoya alternatifi çözüm olarak görüldü.

O yıllarda yine gençlik hareketleri öne çıkmıştı.
Günümüzde yine siyasi partiler var, aralarında yasaklı dönemden sonra tekrar toparlanmış 40 yıllık olanlar da var, yeni yeni ortaya çıkanlar da var. İktidar olabilmek için veya iktidarda kalabilmek için, çeşit çeşit girişimleri hissediyoruz ama artık AB li ağabeyler var, ABD gibi sözünü dinlemeyene ceza kesen bir güç var. Dünyanın dengeleri değişti, küresel sermayenin istemediği işler de pek olamıyor.

İletişim çağındayız, fısıltıyla haberleşmenin yerini, internet ve cep telefonları aldı. Dinlenme izlenme gibi şüpheler olsa da, kendinden şüphesi olmayanlar için bir şey ifade etmiyor.

Artık günümüzde STK lar dediğimiz derneklerin, vakıfların, sendikaların sayıları arttı, iş adamlarının birlikleri oldukça aktif.

Ne var ki hepsinin gençliği yok denecek kadar az. Lafa gelince bütün kuruluşlar gençlik örgütümüz falan diye bazı gençleri takdim ediyorlar, ama sayı veremiyorlar.

Biz gazeteciler elimizden geldiği kadar her davete, konferansa, toplantıya katılırız, gittiğim yerlerde gençlik göremiyorum.

Değişik yüzler de göremiyorum.

Gençliği izlediğimiz zaman, artık internet kullanıp, giyim kuşam peşinde koştuklarını izliyorum.

Birçok gencimiz, ağır eğitim koşullarında bunalıyor. Okul dersane arasında, etüdlerde mekik dokuyor.

Gençliğimizin ilgi alanları da değişti. Artık ülke siyaseti ile ve kültürümüzle ilgili fazla gençlik göremiyoruz.

Bu işin sorumluları belki de bizleriz, belki de kurulması istenen yenidünya düzeni.

Artık üniversite kapılarından, çevredeki ailelerden ideolojilerine uygun gençleri taraftar yapabilme dönemi de kapanıyor.

Sivil toplum örgütlerindeki gençlik katılımı yüzdelerinden işin vahameti ortaya çıkıyor.

Gençliğimizin iyi eğitim alması önceliklidir tabi, ama ülke meseleleri ile ilgilenmeleri, kültürü yaşatmaları, milli manevi duygu ve düşünceler taşımaları da, geleceğimiz için çok önemli.

 

Cengiz Savaşeri

Wordpress Haber Teması Tasarım ve Programlama: Bilgin