Türkiye’de ortalama doğurganlık geçmişteki 6-7 civarından 2008 yılında 2.2’ye inmiş…
Hürriyet Gazetesi yazarı Taha Akyol, bölgelere göre doğurganlık oranlarını verdi.
İşte Taha Akyol’un kaleme aldığı o yazı…
Yaşlı ve durgun Türkiye
Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü’nün verilerine göre, 1924 yılında Türkiye’nin nüfusu yaklaşık 15 milyondu, bunun yüzde 42’si 15 yaşın altındaydı! 65 yaşın üstünde sadece 70 bin civarında insanımız vardı.
Cumhuriyet’in yüzüncü yılı olan 2023’te nüfusumuz 82 milyona çıkacak. 15 yaşın altındaki nüfusumuz yüzde 22’ye düşecek. Buna karşılık 65’in üzerindeki yaşlı nüfusumuz yüzde 9’u bulacak, yani kabaca 7 milyon!.. Emekli maaşları, sağlık giderleri falan ona göre!
Tabiat kanunu gibi bir kuraldır: Şehirleşme, eğitim ve bilhassa kadının ekonomik hayata katılması geliştikçe doğurganlık azalıyor, nüfus yaşlanıyor.
Durgun ve yaşlı bir toplum ya her alanda yavaşlamaya veya bol bol yabancı işçi almaya mecbur kalıyor, bu da kültürel çatışmalara yol açıyor.
Bölgelere göre doğurganlık
Türkiye’de ortalama doğurganlık geçmişteki 6-7 civarından 2008 yılında 2.2’ye inmiş olmakla beraber bölgeler arasında dengesizlik vardır. Batı illerimizde doğurganlık 1.7’ye kadar düşmüştür; bir veya iki çocuk yani… Buna karşılık doğu illerimizde doğurganlık 3.3’tür, yani ortalama üç veya dört çocuk, yaklaşık iki misli!
Fakat şehirleşme, eğitim ve kadının topluma katılması gibi dinamikler geliştikçe doğu illerimizde de doğurganlık azalıyor: Bu illerimizde doğurganlık 1993 yılında 4.4’tü, on beş yılda, 2008’de 3.3’e indi. Şehirleşme, piyasa ekonomisi, eğitim ve bilhassa kadının sosyal hayata katılmasıyla daha da aşağıya inecek. “Haydi kızlar okula.”